Uzmanlar, güne dinamik başlayıp aynı dinamizmi büyün gün boyu koruyabilmek için spor yapmanın yeterli olacağını belirtiyor. 'Yine mi spor?' diyenlere de bir çift sözümüz var; 'Formunuzu ve sağlığınızı korumak için en pratik ve kolay yol spor yapmak.'

Spor, oldukça yorucu bir etkinlik. özellikle de sabah sporu... Zaten bir gün önce fazlasıyla yorucu bir gün geçirince sabah sabah kim spor yapmak ister ki, değil mi? "Hem tüm enerjimi spora harcamak gerektiği de nereden çıktı?" dediğinizi duyar gibiyiz. Ama yanılıyorsunuz, çünkü güne zinde başlamak için en etkili yol, sabah sporu.

Geceleri tüketilen karbonhidrat depoları, var olan enerjinizi de harcıyor. Sabah kalktığınızda önce güzel ama hafif bir kahvaltı yapın.

Enerjinizi tekrar kazanmak için önce sağlıklı bir şeyler yiyin. Aksi takdirde vücudunuz, yağ depolarına saldıracaktır. Dolayısıyla kahvaltı yapmadan egzersize başlayan, hele bir de işe gitmeye kalkışan kişiler bütün bir gün boyunca istediği başarıyı elde edemez.

İşinize konsantre olmada zorlanmamak ve daha zinde bir gün geçirmek için güzel bir kahvaltıdan daha kolay ne olabilir ki?

Güne uyuşuk başlamayın

Sabahları yapacağınız egzersizler, kalp ve dolaşım sisteminizi aktive ederken metabolizmanızı da güçlendiriyor. Ayrıca egzersiz yapmak, günün zorluklarına karşı daha da hazırlıklı olmanızı sağlıyor.

Özellikle uyuşukluktan ya da çok yatmaktan dolayı oluşan sırt ağrılarından şikâyetçi olanlar, sabah jimnastiğiyle daha dinamik olacak ve şikâyetlerinden kurtulacaklar. Çünkü sabah jimnastiği aynı zamanda kas ve eklemleri de harekete geçiriyor.

Sabahları düşük bir moralle evden çıkarsanız, büyük ihtimalle bütün bir gün çatık kaşlarla etrafınızı süzeceksiniz. iş arkadaşlarınızı ya da eşinizin sizin bu halinize uzun süre dayanabileceğini sanmıyorsunuz herhalde, değil mi?

İhmal etmeyin

Özellikle kış mevsiminde sabahları spora vakit ayırmayı ihmal etmeyin. Aslında bu soğuklarda kimse sıcak yatağını isteyerek terk etmiyor. Çünkü yazın getirdiği canlılık, bu mevsimde tam bir uyuşukluğa dönüşüyor.

Ama siz biraz gayretle daha güler yüzle, aktif ve dinamik bir halde, günün getirdiklerinin peşinde koşabilirsiniz. Tabii güzel bir kahvaltı ve sporla.

Bunun için 5 dakika ayırmanız bile yeter, tabii fazladan bir 20 dakikanız varsa çok daha iyi! Bu süreyi nasıl değerlendireceğiniz size bağlı. İster parkta koşun, isterseniz evde hafif egzersizler yapın. Biraz daha erken kalkarsanız bisiklet bile sürebilirsiniz.

Yağmur altında bisiklete binmek inanın çok güzel bir terapi olacaktır sizin için. (Yağmurluğunuzu giymenizi hatırlatmaya gerek var mı hiç) Yalnız spor yaparken bunu bir yarışmaya dönüştürmeyin. Bütün enerjinizi spora harcamayın, unutmayın gün daha çok uzun!

Kendinizi susuz bırakmayın

En ideal kahvaltı, karbonhidrat açısından zengini olanıdır. Örneğin mısır gevreği, yulaf, meyve ya da kepek ekmeğiyle yapılmış bir sandviç yiyebilirsiniz. Bu arada yeterince sıvı tüketmeyi de unutmayın.

Gerçi bilimsel olarak nedeni açıklanamasa da, sabahları su ihtiyacımız, günün diğer saatleri kadar fazla olmuyor. Ancak vücut, sabahları beyine, suya ihtiyaç duyduğu sinyalini göndermediği için yeterince sıvı tüketmiyoruz.

Sıvıdan kastımız sadece kahve ya da çay değil. Ayılmak için bir bardak çaya ya da bir fincan kahveye hayır demeyiz, ama tüm sıvı ihtiyacınızı da bunlardan karşılamaya kalkmayın. Bu tür içecekler yerine meyve suları ya da soda için. Bitkisel çaylar da önerebileceğimiz içecekler arasında yer alıyor.

SPOR

 


 

Yeni Bir Sayfada Sana Bakmak

her şey yapılabilir
bir beyaz kağıtla
uçak örneğin uçurtma mesela
altına konulabilir
bir ayağı ötekinden kısa olduğu için
sallanan bir masanın
veya şiir yazılabilir
süresi ötekilerden kısa
bir ömür üzerine.

bir beyaz kağıda
her şey yazılabilir
senin dışında
güzelliğine benzetme bulmak zor
sen iyisi mi sana benzemeye çalışan
her şeyden
bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor
belki tabiattadır çaresi
senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
ve benim
bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
anlarım bitkiden filan
ama anlatamam
toprağın güneşle konuşmasını
sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla

sen bana ışık ver yeter
bende filiz çok
köklerim içimde gizlidir
gelen giden açan soran bere budak yok
bir şiir istersin
“içinde benzetmeler olan”
kusura bakma sevgilim
heybemde sana benzeyecek kadar
güzel bir şey yok

uzun bir yoldan gelen
tedariksiz katıksız bir yolcuyum
yaralı yarasız sevdalardan geçtim
koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
her şeyi anlattım
olan olmayan acıtan sancıtan
bilsem ki sana varmak içindi
bütün mola sancıları
bütün stabilize arkadaşlıklar
daha hızlı koşardım
severadım gelirdim
gözlerinin mercan maviliğine

sana bakmak
suya bakmaktır
sana bakmak
bir mucizeyi anlamaktır

sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
aşk sorgusunda şahanem
yalnız kelepçeler sanıktır
ne yazsam olmuyor
çünkü bilenler hatırlar
hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar
bahçıvanlar değil tüccarlardır
sen öyle göz
sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
sen teninde cennet kayganlığı iken
sana şiir yazmak ahmaklıktır

bir tek söz kalır
dişlerimin arasından
ben sana gülüm derim
gülün ömrü uzamaya başlar

verdiğim bütün sözler
sende kalsın isterim
ben sana gülüm derim
gül sana benzediği için ölümsüz
yazdığım bütün şiirler
sana başlayan bir kitap için önsöz

sana bakmak
bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır
sana bakmak
suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip
bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak
Allah’a inanmaktır
 

Yılmaz Erdoğan